 |
| Türk Futbolu |
3 büyükler diye ayrı bir kategoriye ayrılan Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş kulüpleri, her ne kadar Türkiye'de en fazla şampiyon olsalar da, ülkemizi uluslararası şampiyonalarda ve turnuvalarda iyi temsil edemiyorlar. Bunun en önemli nedeni, kendi liglerimizdeki diğer takımların çok zayıf olmaları başta olmak üzere, hakemler ve futbol federasyonu üzerinde kurdukları baskılardan kaynaklanmakta. Milyon dolarlar ödeyerek getirdikleri yabancı oyuncuların çoğunda ise tam bir hayal kırıklığı yaşanıyor. Ya yaşı geçmiş, ya sakat, ya formsuz. Genellikle dünya çapında ün salmış eski futbolcular oluyor. Amaç ne? Tribüne seyirci çekip para kazanmak.
Avrupa'daki futbolun ve oyun kalitesinin yüksek olmasının en önemli nedeni, 5-6 yaşlarındaki yetenekli çocukları bulup, onları o yaşlardan itibaren spora, kondisyona, sosyal hayata ve futbol yeteneğindeki mevkiye hazırlayarak yıldız futbolculara yatırım yapmalarıdır. Bunu yaparken, şu çocuk başkanın yeğeni, bu çocuk teknik direktörün eniştesinin torunu gibi imtiyazları gözetmiyorlar. Çocuğun beslenmesinden, fiziki gelişimine kadar takip ediyorlar. Bizde ise tam tersi. Yöeticilerin tek düşündüğü para kazanmak.
Kulüplerimiz böyle olunca, milli takımlar düzeyinde de başarısız olmamız kaçınılmaz. Milli takımları yöneten teknik direktörler her mevkiye istenilen düzeyde ve yetenekli yerli futbolcu seçemiyorlar. Örneğin; Andorra maçında forvete yerleştirilen Cenk Tosun'un bir alternatifi yoktu, Burak Yılmaz sakattı. Cenk Tosun o maçta çok kötü oynadığı halde yerine girecek forvet olmadığından son dakika golüyle 1-0 yenebildik.
Üç büyükler başta olmak üzere bütün futbol kulüplerine sesleniyorum; Altyapınıza çok ama çok önem verin ve gerekli yatırımları yapın. Belki bugün masrafınız artar ama 5-10 sene sonra yaptığınız masrafları kat kat kazanırsınız. Hem ülke futbolu kazanır hem siz.
